Virüs haberlerine doyamadıysanız sizi buraya alalım;
Bir virüs haberi de bizden olsun istedim. Bu yazıyı ne kadar zamandır yazmak istiyordum ve bir türlü fırsat bulamıyordum. Ama belki de virüsler ile boğuştuğumuz böyle bir zamana denk gelmesi bir tür işaret oldu.
Bu virüs ellerimizi yıkayarak çabucak gecen türden değil, tam aksine öldü sandığımız kişileri canlandırıp virüsü bizleri ısırarak yayan türden. Zombiler ve hayatta kalma mücadelesi ile dolu bir dünya burası; The Walking Dead. Yazının devamında karakterler üzerinden spoiler’lar var, ona göre okuyun!
Dungeons & Dragons veya Diablo dünyalarında necromancer karakterleri her zaman oynamasını en zevk aldığım karakterler olmuşlardı. Birçok zombi, iskelet vb. yaratıkları yaratabilme ve onları kontrol edebilme yetisi bu tarz oyunlarda çok keyifliydi. Üstelik bir dönemin dalgası zombi içerikli film ve diziler iken, hepsine yetişmek de pek zor oluyordu. Bunların arasından biraz daha yüksek bütçesi ve kaliteli çekim tarzıyla The Walking Dead aralarından en göze batanı olmuştu.
İlk 2-3 sezon büyük bir hız ve ne olacak ileride sorusu ile izleyenleri kesinlikle sürüklemişti. Fakat maalesef, bu yarattığı heyecan yazarların ve ekibin değişmesi ve Jon Bernthal (Frank Castle/Punisher – Netflix) gibi oyuncuların diziden ayrılması ile bir süre sonra azalmaya başladı. Yavaş yavaş bu dizi mahallenin sokak arasındaki ufak lahmacun dükkanı gibi hissettirdi bana; tam olarak bir lezzetini çözemediğim, içinde tam neler döndüğünü anlayamadığım, kapansa belki yerine daha güzeli açılır dediğim ama bir yandan kopamadığım ve her hafta en az bir kere sipariş vermekten kendimi alamadığım bir yer gibi olmaya başladı.
Şu ara onuncu sezonun ikinci bölümü yayında ve hala her hafta bir saatimi ona ayırdığımı fark ediyorum. Üçüncü sezondan beri her hafta bu lahmacuncudayım ve sanki yerine başka bir lahmacun da koyamıyorum. Sanıyorum bu lahmacundan cidden zevk alıyorum ve belki de üçüncü sezondan beri ilk defa kapanmamış olmasına şükrediyor olabilirim. Kendimi bende bu dizinin bir fanı olarak görmezken sonunu görmek için izlemeye devam ettiğim bu dizi kendini sevdiriyor tekrardan.
The Walking Dead
‘in o kadar büyük bir fan kitlesi var ki, Amerika ve İngiltere’de haftalık dizi yayını öncesi ve sonrasında diziye özel ayrı bir TV programı var. Dizi sonrasındaki programa genelde 2-3 oyuncu katılıyor ve o haftaki bölümü konuşuyorlar. Bölümü inceleyip ileride neler olacağına dair tahminlerini konuşuyorlar. Haliyle bu kadar fazla fan kitlesi olan bir dizinin heykel/figürleri olmaması da mümkün değil. Hatta o kadar çok var ki bu yazıda hangilerinden bahsedeceğime karar vermek bile 10 dakikamı aldı.
Kendi koleksiyonumda da bulunan McFarlane’in Deluxe serisi sanıyorum bu yazı için iyi bir secim oldu. Hem kaliteli olması hem de sayı olarak az olması bence yapılmış diğer tüm The Walking Dead figürlerinden bir adim önde tutuyor bu seriyi. Her biri 25cm uzunluğunda olan bu figürlerin bir özelliği de karakter seçiminde çok seçici olmaları. Bu uzun ve bol ölümlü dizideki bolca karakter arasından sadece 5 tanesinin Deluxe serisinde çıkabilmiş olması dikkat çekici. Seçilenlerin arasında son sezonlarda belki de diziyi tekrardan sevdiren karakterlerden Negan‘inda olması kafamda McFarlane’in bu seri üzerinde yaptığı olası bir stratejiyi düşündürüyor: acaba fanların en sevdiği karakterleri yapıp diğer az sevilenlere dokunmamaya yönelmiş olabilirler mi?
Örnek, dizinin başından beri ana karakter olarak gördüğümüz Rick Grimes. Şapkası ve tabancası ile dizinin en başından beri yaşamını takip ettiğimiz karakter bu serinin olmazsa olmazı.
öldüğü zaman çok haberi çıkan ve tartışma yaratan, hatta acaba gerçekten öldü mü diye sıkça sorulan Glenn.
Belki de dizideki en karizmatik karakter ise (Negan gelene kadar tabi ki) Daryl Dixon. Daryl’in suratı bir yerden tanıdık geliyor diyen Playstation oyuncularına sadece Death Stranding diyerek diğer karakterimize geçiyorum.
Tabi ki bu dizide neden herkeste silah var, mermi nasıl buluyorlar sorularının sonunu getiren karaktere de yer vermişler. Kılıcıyla ve kısa konuşma tarzı ile ilgi çeken, üstelik Marvel Universe’deki Black Panther’dan da Okoye olarak bildiğimiz Michonne.
Ve Negan. Baseball sopası Lucille ile dizideki vahşi ve sıra dışı karakteri. Birçok ana karakteri sonunda bizler için öldürüp resmen dizide yeni bir sayfa açmış olması ve Lucille ile olan ilişkisi üzerinden de benim de son zamanlarda favorim haline gelen bu karakterin bu figürü çıkar çıkmaz almıştım.
